Adolf Hitler Hakkında Bilinmesi Gereken 20 Gerçek

Dünyanın gelmiş geçmiş en acımasız diktatörlerinden biri olan Adolf Hitler hakkında daha önce duymadığınız 20 gerçek bilgiyi paylaşıyorum.

Adolf Hitler, insanlık tarihine kaydedilmiş en acımasız diktatörlerinden biridir. İkinci Dünya Savaşı’nı tetiklemesinden dolayı 60 ile 85 milyon arasında insanın ölümünden sorumlu tutuluyor. Hitler soyadıyla bile, cinayet, sefalet, savaş, soykırım gibi çağrışımları akıllara getirmeye yetiyor. Yahudilere olan düşmanlığını ülkemizde ‘Kavgam’ olarak yayınlanan ‘Mein Kampf’ kitabında açıkça ifade etmiştir. Yaşamı boyunca Yahudilerin ve diğer azınlıkların, Almanya’nın kültürel, entelektüel, sosyal ve iş hayatından uzak tutulması konusunda söylemlerde bulunmuştur. Bu yazımda sizlerle Adolf Hitler hakkında daha önce duymadığınız 20 gerçek bilgiyi paylaşıyorum. Adolf Hitler kimdir, sözleri, filmleri, karısı, ne zaman ve nasıl öldü? İşte yazımda!

Adolf Hitler, Polonya’yı işgal etmeden ve İkinci Dünya Savaşı’nı tetiklemeden önce emrindeki generallerle çok ilginç bir bilgi paylaştı. Hitler, Cengiz Han’ın milyonlarca kadın ve çocuğu planlı bir şekilde katletmesine rağmen, tarihin onu yalnızca Moğol devletinin kurucusu olarak yazdığını söyledi; katil olarak değil. Yani aslında bu konuşmanın altında yatan sebep, yapacaklarının temelini oluşturmaktı.

adolf hitler kimdir? adolf hitler hakkında az bilinen gerçekler

Hitler ve Nazi rejimi tarafından tasarlanan Holokost’un (Yahudi soykırımı) bir sonucu olarak, o sırada Nazi işgali altındaki Avrupa’da 6 milyon Yahudi yani toplam Yahudi nüfusunun yaklaşık % 78’i (toplamı 7,3 milyon) ve Yahudi olmayan 5 milyon kişiyi öldürüldü. 1941’den 1945’e kadar Avrupa’daki Yahudiler ve diğer ırksal, politik ve etnik azınlıklar Nazi güçleri tarafından hedef alındı ​​ve sistematik olarak öldürüldü.

Pan-Alman veya Tüm-Alman milliyetçisi ve Yahudi karşıtı Alman İşçi Partisi (DAP), 1919’da Nazi Partisi oldu. Adolf Hitler, 1921’de parti lideri oldu. Hitler’in Nazizmi, Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalya’da ortaya çıkan faşizmden esinlendi. Nazizm, batı kapitalizmi ve Sovyet sosyalizmi ile ilgili herhangi bir teoriyi reddediyordu.

Hitler, Aryan Alman ırkına inanıyordu. Aryan ırkı, Hint-Avrupa (Avrupa ve Batı Asya) Kafkas ırkına işaret eder ve ırkçı terim, beyaz üstünlük kavramını belirtmek için kullanılır. Hitler ayrıca Friedrich Nietzsche’nin Untermensch veya ‘aşağı insanlar’ın köle sınıflarının üzerinde hüküm sürmesi gereken Übermensch veya‘ Süper-insan ’kavramına da inanıyordu.

Hitler, insanlık tarihinin en acımasız diktatörleri arasında ve en çok belgelenen adamlarından biri olmasına rağmen, onun hakkında daha az bilinen gerçekler var. İşte Adolf Hitler hakkında az bilinen bilgileri takiye.com farkıyla öğreneceksin!

İLGİLİ YAZI: İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINI KONU ALAN NETFLİX’TEKİ 12 MUHTEŞEM FİLM

ADOLF HİTLER HAKKINDA 20 İLGİNÇ BİLGİ

Auschwitz Polonya Nazi Kampi

20. Nazi Partisine katılmadan önce casusluk yapıyordu.

Adolf Hitler, Birinci Dünya Savaşı’na katıldıktan sonra Münih’e döndü ve bir eğitim veya kariyer beklentisi olmadığı için orduda kaldı. Temmuz 1919’da Reichswehr’in istihbarat ajanı olarak atandı. Reichswehr, 1919’dan 1935’e kadar Almanya’nın askeri örgütü idi. 1935’te Almanya’nın birleşik silahlı kuvvetleri olan Wehrmacht ile birleşti.

İlginç bir şekilde, Hitler, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin ve Nazi Partisi’nin öncülü olan Alman İşçi Partisi’ne (DAP) casusluk yapmakla görevlendirilmişti, ancak kısa süre sonra casusluk yaptığı partiye üye olacaktı.

Sadece birkaç DAP toplantısından sonra Hitler, lider Anton Drexler ile aynı anti-Semitik, milliyetçi ve anti-Marksist görüşleri paylaştığını fark etti ve 55. üyesi olarak Partiye katıldı.

19. Hitler, parası olmadığı için bir süre evsizlerin kaldığı barınaklarda kalmak zorundaydı!

Birçok Avusturyalı gibi, Adolf Hitler de erken yaşlardan itibaren Alman milliyetçi fikirlerine ilgi duymaya başladı. Hitler’in 14 yaşındayken babası öldü ve ardından okuldaki not ortalaması düştü. 2 yıl sonra okul değiştirdi ve Yukarı Avusturya’da Steyr’de bir okula kaydoldu. Yeniden eğitim hayatına başladığı okulun final sınavlarını geçti. Annesi 21 Aralık 1907’de 47 yaşında meme kanserinden öldü. 18-19 yaşında, resim yapmaya yetenekli olmadığı gerekçesiyle Güzel Sanatlar Akademisi’ne (1907 ve 1908’de) başvurusu iki kez reddedildi. Viyana’dayken resimlerini satarak geçimini sağlamaya çalıştı. Ancak malzeme ve para yetersizliğinden dolayı kısa sürede birikimi bitti. Tasarrufları yavaş yavaş azaldıkça ve yaşam tarzı kötüleştikçe Hitler bir yerden başka bir yere taşınmaya devam etti. Aralık 1909’da yarı aç ve üşümüş şekilde Viyana’daki evsiz barınaklarında yaşamak zorunda kaldı ve ne zaman bir tablo satsa, geceyi ara sıra pansiyonlarda geçirirdi. Daha sonra Viyana’da bir erkek öğrenci yurduna taşındı ve babasının mirasını aldığı 1913 yılına kadar 3 yıl orada yaşadı ve sonra Münih’e taşındı.

18. Hitler protestan reformcu Martin Luther’e hayranlık duyuyordu.

Protestan reformu, Batı Hristiyanlığı içindeki dini bir ayrımdı. Martin Luther’in bir Alman rahibi olduğu ve düşünceleri sebebiyle aforoz edilmiştir. Haksızlığa uğradığını düşünen Luther, çok mücadele vermesine rağmen yeniden rahip olarak atanmamıştır. Adolf Hitler, 16. Yüzyıl Protestan Reformu’nun büyük lideri Martin Luther’den ilham almıştır.

Hitler, erkek yurdunda kaldığı süre boyunca Katolik Kilisesi’nin Alman düşmanlığı yaptığını düşünürdü. Katolik Kilisesi’nin diğer dinlerden daha fazla kan döktüğünü söylerdi. Çocukluğunda Katolik olarak yetiştirilmiş olmasına rağmen Hıristiyanlığı ve özellikle de papalığı hor görüyordu. Ama Luther’e hayrandı.

17. Adolf Hitler, birinci sınıf demir haç ödülüne layık görüldü.

Tarihçilere göre Adolf Hitler, Birinci Dünya Savaşı sırasında Avusturya-Macaristan ordusuna katılmaktan kaçındı. Daha sonra kararının arkasındaki nedenin Avusturya-Macaristan ordusundaki “ırkların karışımı” olduğunu iddia etti. Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği sırada Münih’te yaşıyordu ve Avusturya vatandaşı olarak Bavyera Ordusu’na katıldı. Bavyera Yedek Piyade Alayı 16’ya gönderildi ve Belçika ve Fransa’da Batı Cephesi’nde sevk görevlisi veya haberci olarak görev yaptı. Birinci Dünya Savaşı’ndaki zamanının neredeyse yarısı, ön safların oldukça gerisindeydi. Ancak Birinci Ypres Muharebesi, Arras Muharebesi, Somme Muharebesi, Passchendaele Muharebesi’ne katıldı. Somme Savaşı sırasında Hitler yaralandı.

Adolf Hitler, Almanya’ya olan sevgisini Birinci Dünya Savaşı sırasında keşfetti. Savaştaki katkılarından dolayı 1914’te İkinci Sınıf Demir Haç ödülüne layık görüldü. Hitler’in Yahudi amiri Teğmen Hugo Gutmann, Hitler’i Gefreiter üyesi olmasına rağmen 4 Ağustos 1918’de Demir Haç Birinci Sınıf ödülü verilmesi için aday olarak gösterdi. Bu ödül, Alman Ordusu’ndaki en düşük ikinci rütbedir.

16. Hitler’in orijinal soyadı Schicklgruber’dı

Hitler’in babası Alois Hitler, Maria Anna Schicklgruber’in gayri meşru çocuğuydu. Alois 1837’de doğdu ancak vaftiz sicilinde babasının adı gösterilmedi. Başlangıçta Alois, annesinin soyadı olan Schicklgruber’ı taşıyordu. Johann Georg Hiedler, 1842’de Maria Anna ile evlendi.

Maria Anna 1847’de öldü ve Alois, 1876’da Georg Hitler’i (Johann Georg Hiedler) babası olarak kaydederek vaftiz sicilini değiştirdi. Böylece Hiedler, Huettler veya Hüttler olarak da yazılan Hitler soyadını aldı. Hitler soyadı, tahminen “kulübede yaşayan biri” anlamına geliyordu.

15. Adolf Hitler yedi yıl ‘Ulussuz’du yani ‘Haymatlos’

Hitler daha sonra Büyük Almanya hedefini açıkladı. Ancak doğuştan Avusturyalıydı. Küçük yaşlardan itibaren Alman İmparatorluğu’nun bir parçasına ait olmayı istemişti ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Habsburg Monarşisini hor görmüştü. Nisan 1925’te Avusturya vatandaşlığından resmen ayrılmış, ancak hemen Alman vatandaşlığını almamıştı. Vatansız kaldı, sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kaldı ve kamu görevine aday olamadı.

Almanya’daki Brunswick eyaletinin içişleri bakanı NSDAP ve Nazi partisinin bir üyesiydi. Şubat 1932’de parti arkadaşı Hitler’i eyalet yöneticisi olarak atadı. Böylece Hitler, Brunswick’in ve dolayısıyla Almanya’nın vatandaşı oldu. Neredeyse yedi yıldır vatansız kalması ise ilginç bir bilgi.

14. Adolf Hitler, ıslık çalarak rahatlardı, bu onu eğlendirirdi

Hitler’in, ıslık melodileriyle rahatladığı bilinen gerçekler arasında. Akşam yemeği misafirlerini ıslık çalarak ağırladı ve hobisini Haziran 1940’ta Paris’in düşüşünü takip eden coşku anlarında bile sergiledi.

“Who’s Afraid of the Big Bad Wolf” da takma adı “The Wolf” olduğu için en sevdiği şarkılardan biriydi. Almanlar Rusya’dan çekilmeye başladığında, Hitler unutkan ve endişeli bir hale büründü. O sıralarda bile yemek yerken ıslık çalıyordu.

13. Hitler, gaz saldırısında geçici körlük yaşadı.

Hitler, Birinci Dünya Savaşı sırasında 15 Ekim 1918’de bulunduğu kampa yapılan hardal gazı saldırısında geçici olarak kör oldu. Almanya’da Pasewalk’ta hastaneye kaldırıldı. Hastanede bulunduğu süre içinde Almanya’nın yenilgisini ve Britanya ile Fransa arasında ateşkes ilan edildiğini öğrendi. Bu haberler sonunda ikinci defa geçici körlük yaşadığı söylenmektedir.

12. Adolf Hitler büyük olasılıkla parkinson hastalığına yakalanmıştı.

Araştırmacılar, Hitler’in Parkinson hastalığı da dahil olmak üzere bir dizi hastalıktan muzdarip olduğunu öne sürdüler. Bazıları onu nevrotik bir psikopat olarak tanımladı. Parkinson hastalığı, hastanın hareketini, hafıza modelini, düşüncesini ve davranışını etkileyen, merkezi sinir sisteminin dejeneratif bir hastalığıdır.

Adolf Hitler sağlığı ile ilgili olarak hayatının son 11 yılında Parkinson hastalığının zihinsel ve fiziksel semptomlarından muzdarip olduğu bildirildi. Bazı tarihçiler, hastalığın bir sonucu olarak olası bunama veya hafıza kaybı nedeniyle İkinci Dünya Savaşı sırasında hatalı kararlar aldığı ve stratejiler oluşturduğu söylenmektedir.

Hitler’in Parkinson hastalığının semptomlarıyla ilgili video

11. Hitler, hiçbir ölüm kampını ziyaret etmedi.

Soykırım sırasında Hitler’in Nazi güçleri tarafından öldürülen 11 milyon Yahudi ve diğer azınlıkların çoğu 1.200 Nazi toplama kampında öldürüldü. İlk Nazi toplama kampı, Hitler’in partinin Şansölyesi olduktan hemen sonra 1933’te Almanya’da kuruldu. İlk kamplar başlangıçta sendika örgütleyicileri ve siyasi muhalifleri tutmak ve işkence yapmak için kullanıldı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında, buralar milyonlarca sıradan insanın ve sözde “ırksal olarak istenmeyen” azınlığın köleleştirildiği, savaş endüstrilerinde zorla çalıştırıldığı, işkence gördüğü ve ardından kitlesel olarak vahşice öldürüldüğü yerler oldu.

Hitler hiçbir zaman tek bir ölüm kampını dahi ziyaret etmedi. Kampların çoğu doğuda inşa edilmiş olsa da, yine de şaşırtıcı bir gerçek. Hitler’in kendisi ile bu ölüm kampları arasında tuttuğu mesafe, neo-Nazi destekçileri tarafından Hitler’in katliamlardan sorumlu olmadığı ve Himmler’in onu olup bitenler hakkında bilgilendirmediği iddialarını körükledi.

10. Hitler, Time Dergisi tarafından 1939’da yılın adamı seçildi.

Avrupa’nın büyük devletleri arasında başgösteren Südet Krizi sonucu olarak 1938’de Münih’te toplanan Münih Konferansı, Hitler, Mussolini, Birleşik Krallık başbakanı Neville Chamberlain ve Fransa başbakanı Édouard Daladier arasında düzenlenmiştir.

Hitler, Birleşik Krallık başbakanı Neville Chamberlain, Fransa Başbakanı Édouard Daladier ve Mussolini, 29 Eylül 1938’de Münih’te bir araya geldiler. İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain, Hitler’i sakinleştirdi ve İngiliz ve Fransız politikacıları, güvence karşılığında Hitler’in toprak taleplerinin bazılarını kabul etmeye ikna etti. “Münih Anlaşması” adlı bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre Hitler savaşa devam etmeyecekti.

Münih zirvesi nedeniyle, Hitler 1939 yılında Time dergisi tarafından “Yılın Adamı” seçildi.

Yalnız Adolf Hitler, yine karakterine uygun olanı yaptı ve anlaşmaya bağlı kalmayarak Avrupa’yı işgale devam etti. Başbakan Chamberlain Nazilerin Çekoslovakya’yı işgal etmesiyle ihanete uğradığını ve artık Münih Anlaşmasının bir ehemmiyetinin kalmadığını düşünerek Britanya İmparatorluk Kuvvetlerine savaş hazırlığı emri verdi. Fransa da aynısını yaptı ancak ikisi de herhangi bir girişimde bulunmadı. Ta ki Polonya’nın işgali savaşı artık kaçınılmaz hale getirene kadar.

9. Hitler çocukluğunda rahip olmak istiyordu.

Adolf Hitler, katolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 8 yaşındayken kilise korosunda şarkı söyler ve vokallerini geliştirmek için şan dersleri alırdı. Rahip olmayı çok arzuluyordu.

Ancak daha sonra Protestanlığın bazı yönlerini tercih etti. ABD Stratejik Hizmetler raporuna göre, Hitler, Alman topraklarındaki Hıristiyan kiliselerinin etkisini yok etmeyi planladı. Aslında hıristiyanlığı ortadan kaldırma niyeti, ateist olduğunun göstergesiydi.

8. Hitler’in 6 kardeşinden 3’ü henüz çocukken öldü.

Hitler’in altı kardeşi vardı ve bunlardan dördü 25. yaşlarına gelemeden öldü. Adolf, Alois Hitler ve Klara Pölzl’ün dördüncü çocuğuydu. 3 büyük kardeşi – Gustav, Ida ve Otto bebeklik döneminde öldü.

7. Hitler, hayvan zulmüne karşı yasalar çıkardı.

Hayatı boyunca insanlara yaptırdığı sayısız zulüm düşünüldüğünde, hayvan zulmüne karşı yasalar çıkarması gülünç bir durumdu.

Vejetaryen diyeti uyguladı. Dahası, sosyal etkinliklerde, akşam yemeğinde insanların et yemekten vazgeçirmek için bazen hayvan kesiminin grafik anlatımlarını gösterdi. Savaş boyunca ona sürekli taze sebze ve meyve tedariki sağlamak için Bavyera’daki Obersalzberg’deki evinin yakınında özel bir sera inşa edildi. Hitler’in gençken yaptığı otopsiden sonra et yemeği bıraktığı ve hayvan haklarını korumada kararlı olduğu gibi bir söylenti var.

Vahşi hayvanları, sığırları ve tavukları koruma yasalarının uygulanmasına yardımcı oldu ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanların et tüketimini azaltmayı amaçladı.

Ayrıca alkolden uzak durdu ve ara sıra özel olarak bira ve şarap içti. 1943’te kilo aldığı için içmeyi de bıraktı. Gençliğinde çok sigara içiyordu; Günde 25 ila 40 sigara. Sonunda bıraktı ve hayatının çoğunda sigara içmedi. Sigarayı ‘para kaybı’ olarak nitelendirdi.

6. Adolf Hitler, soykırımı bir müze ile taçlandırmak istedi.

Hitler, her yerde yaygın olarak belgelenen Yahudi ırkının tamamını yok etmek istedi. Nazi rejimi altı milyon Yahudi’nin soykırımına nezaret etti. Ancak Yahudilerin anılarını tamamen ortadan kaldırmak istemedi.

Öldürülen tüm Yahudilerin fotoğraflarını, eserlerini ve değerli eşyalarını saklamayı emretti. Alman “Aryan ırkının” gelip bu tür eserleri seyretmesi için bir müze yaratmak istedi. Oraya “Soyu Tükenmiş Bir Irk Müzesi” adını vermek istedi.

5. Hitler, reçete ile günde 2 defa kokain kullanırdı.

Adolf Hitler, düzenli olarak ilaç kullanırdı ve kokain de dahil olmak üzere çeşitli uyuşturucu maddeler de kullanırdı. Günde iki kez kokain alması söylenmişti.

Almanya’nın Führer’i olarak görev yaptığı süre boyunca boğaz ve sinüs problemlerine çözüm olması için düzenli olarak toz kokain kullandı. Ayrıca %10 kokainle karıştırılmış göz damlası kullandı. Hitler’in doktoru Dr. Theodore Morell, bu ilaçların reçetelenmesinden sorumluydu ve ABD’li sorgulayıcılar, Morell’in Hitler’i işlevsiz kılmaya çalışan bir ajan olup olmadığını hep araştırdılar.

4. Adolf Hitler, 1939’da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.

Stalin ve Hitler gibi karanlık liderler, dünya barışı için çalışan insanlara verilen en seçkin ödül olan Nobel barış ödülüne aday gösterildi. Stalin, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesine katkılarından dolayı 1945 ve 1948’de aday gösterildi.

Ancak Hitler’in adaylığının bir ironi ve şaka olması gerekiyordu. İsveç parlamentosunun bir üyesi olan EGC Brandt, 1939’da Adolf Hitler’i barış ödülüne aday gösterdi. Niyeti İsveç hükümetini hicivli bir şekilde eleştirmekti, ancak bu iyi karşılanmadı ve adaylığı geri çekmek zorunda kaldı.

3. Hitler’e Prostat Bezlerinden ve Genç Boğaların Testislerinden Elde Edilen Özler Enjekte Edildi.

Hitler’in doktoru Morell’in, kokain ve diğer ilaçları reçetelemenin yanı sıra, cinsel dürtüsünü artırmak için Hitler’e prostat bezlerinden ve genç boğaların testislerinden elde edilen özler de enjekte ettiği bildirildi. Morell eskiden Hitler’e Testoviron adı verilen bir ilaç verirdi, genellikle Führer geceyi metresi Eva Braun ile geçirmeden önce bir tür ilaçlar kullanırdı.

Bazı tarihçiler, Hitler’in aşırı savaş çığırtkanlığının Dr. Morell tarafından yazılan uyuşturucu bağımlılığından kaynaklandığını iddia ettiler. Morell’i yakaladıktan sonra bu konularda suçlandı. Morell, Hitler’e bu tip ilaçlar verdiğini itiraf etti.

2. Hitler, askerleri için şişme bebek hazırlattı.

Adolf Hitler, hastalık taşıyan fahişelerle birlikte olmaktan vazgeçirmek için Nazi savaşçıları için şişme bebekler üretilmesini emrettiği bildirildi. 1940 yılında SS Şefi Himmler’in Hitler’e Fransız kadınlarıyla ilişkiler kurarak erkeklerine karşı frengi ve diğer sağlık tehlikeleri konusunda kendisini uyardığını yazmasıyla başlayan ‘Borghild Projesi’ olarak adlandırıldı.

Çok gizli proje, Nazi askerlerine 50 oyuncak bebek teslim etti. Her askerin çantasına bir oyuncak bebek koyması gerekiyordu. Ancak utanan askerler bu bebekleri taşımayı reddettiler. Bunlar eğer bir şekilde düşman kuvvetlerince yakalanırsa, çok gülünç ve yüz kızartıcı sonuçlar doğurabilirdi. 1942’de Nazi parti liderliği projeyi durdurdu.

1. Adolf Hitler, ölümüne sebep olabileceği için bıyığının uçlarını kesiyordu.

Hitler’in diş fırçası tarzı bıyığı her zaman böyle değildi. Birinci Dünya Savaşı sırasında tam bir bıyığı vardı. Birinci Dünya Savaşı sırasında siperdeki askerler hardal gazı ve diğer ölümcül gaz saldırılarına maruz kalıyordu ve savaşçılara gazdan etkilenmemeleri için koruyucu maskeler verildi. Ancak gaz saldırıları sırasında Hitler, uzun bıyığından dolayı solunum maskesini yüzüne çekerek tam bir koruma sağlayamadı ve maskesinden gaz sızması nedeniyle neredeyse ölüyordu.

Sonuç olarak, Hitler’in amirleri, gaz maskelerinin takılmasını kolaylaştırmak için Hitler’e süslü bıyığını kesmesini emretti. Ancak bunun yerine, onu kendine özgü diş fırçası şeklindeki stile dönüştürdü.


Takiye.com’u twitter ve google haberler üzerinden abone olarak takip edebilirsiniz.

Kim Kimdir kategorimizde en çok okunan haberler için buraya tıklayınız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


ÇOK OKUNANLAR

İLGİLİ DİĞER YAZILAR